tesettürü sac örtmeye indirgeyen cahiller ile tartisilmamasi gereken durum/hüküm. (bkz: din ulemaları meclisi ekşisözlükte toplandı) (bkz: herşeyi hallettik de sıra dinimizde ) (bkz: nur suresi 31. ayet ) (bkz: kur'an'da sünnetle ilgili hüküm bulunmaması) fikriyle aynı geçerlilikte olan durum. daha da ileri giderek şunu iddia Bu sayfamızda Elmalılı Hamdi Yazır Sözleri, Muhammed Hamdi Yazır Sözleri yer almaktadır. Allah bana yeter. Zümer 38. Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. Sakın ümidini kesenlerden olma. Hicr, 55. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Hud suresi 112. ayet. EnamSuresi - Elmalılı Hamdi Tefsiri. Enam Suresi - Elmalılı Hamdi Tefsiri Şu halde burada hem teşriî (kanun koyma ile ilgili) ve ilmî, hem de icraî ve KitapAdı Elmalılı Hamdi Yazır ile Kur'an Sohbetleri. Yazar Fatma Bayram. Yayınevi Timaş Yayınları. Hamur Tipi 2. Hamur. Sayfa Sayısı 280. Ebat 13,5 x 21. İlk Baskı Yılı 2022. Baskı Sayısı 1. Elmalılı M. Hamdi Yazır-En’am Suresinin Tefsiri. tevhid 12 Ekim 2014. 168 3 saatte okunur. Şu halde burada hem teşriî (kanun koyma ile ilgili) ve ilmî cash. Örtünmek ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin örtünme hakkındaki bazı sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin örtünme hakkındaki bazı hadis-i şerifleri. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem örtünme ile ilgili âyetlerin tefsirini yapmış ve uygulama esaslarını göstermiştir. Bu konuda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Biz birkaç tanesini nakledeceğiz. ÖRTÜNMEK HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER Hz. Âişe’den rivayete göre bir gün Hz. Ebûbekr’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Rasülullah huzuruna girmişti, Hz. Peygamber ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu “Ey Esmâ! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.[1] Yine Hz. Âişe’den nakledilen başka bir hadiste; “Allahü Teâlâ ergen kadının namazını başörtüsüz kabul etmez” buyurulmuştur.[2] Ebû Hanîfe’ye göre; bir uzvun dörtte bire kadar olan kısmı açılırsa namaz sahih olurken, açılan kısım uzvun dörtte birini geçerse namaz bozulur. Cinsel uzuv ve arkadan dirhem mikdarı az bir yer bile açılsa namaz batıl olur. Ebû Yûsuf’a göre bir uzvun yarısı esas alınmıştır. Yarıdan azının açılması namaza zarar vermezken, fazlası namazı bozar. İmâm Şâfi’ye göre ise avret yerinden herhangi bir kısmın açılması namazı bozar.[3] Hz. Âişe ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır “Allah ilk muhacir kadınlara rahmet etsin. Onlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar...” en-Nûr, 24/31 âyeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar. Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır “Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ediyorduk. Hz. Âişe dedi ki Şüphesiz Kureyş kadınlarının bir takım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allâh’a yemin olsun ki, Allâh’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim, Nûr süresindeki “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar...” âyeti inince, onların erkekleri bu âyetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allâh’ın kitabını tasdik ve ona îman ederek baş örtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamber’in arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı.” [4] Dipnotlar [1] Ebû Dâvûd, Libâs, 31; Ebû Dâvûd bu hadise mürsel» demiştir. Çünkü Hâlid b. Düreyk bunu Hz. Âişe’den işitmemiştir. bk. Kurtubî, age, XII, 152; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, V, 137. [2] İbn Mâce Tahâre, 132; Ebû Dâvûd, Salât, 84; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259. [3] bk. Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, II, 68; eş-Şâfîî, el-Ümm, I, 77; Zühaylî, el-Fıkhu’l- İslâmî ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, I, 585, 586; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul 1992, s. 226-228. [4] Buhârî, Tefsîru Sûre, 24/12; Ebû Dâvûd, Libâs, 29; Ahmed b. Hanbel, VI, 188; İbn Kesîr, age, II, 600. Kaynak Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Meal Ayet Arapça قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْۜ ذٰلِكَ اَزْكٰى لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ Türkçe Okunuşu * Kul lilmu/minîne yaġuddû min ebsârihim veyahfezû furûcehumc żâlike ezkâ lehumk innaAllâhe ḣabîrun bimâ yasne’ûne 1. Ömer Çelik Meali Mü’min erkeklere söyle Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; iffet ve namuslarını korusunlar. Bu, onlar için daha temiz ve daha nezih bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların bütün yaptıklarını en iyi bilmektedir. 2. Diyanet Vakfı Meali Resûlüm! Mümin erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. 3. Diyanet İşleri Eski Meali Mümin erkeklere söyle Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, mahrem yerlerini, korusunlar. Bu, onların arınmasını daha iyi sağlar. Allah yaptıklarından şüphesiz haberdardır. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Resulüm! Mümin erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali Mü'min erkeklere söyle gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını apışlarını muhafaza etsinler, bu kendileri için daha temizdir, her halde Allah ne yaparlarsa habîrdir 7. Hasan Basri Çantay Meali Mü'min erkeklere söyle Gözlerini harama bakmakdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, kendileri için çok temiz bir hareket dir. Şübhesiz ki Allah, kullarının ne yapacaklarından hakkıyle haberdardır. 8. Hayrat Neşriyat Meali Ey Resûlüm! Mü'min erkeklere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar! Bu, onlar için daha temizdir. Şübhesiz ki Allah, onların yapmakta oldukları şeylerden hakkıyla haberdardır. 9. Ali Fikri Yavuz Meali Ey Rasûlüm, Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan beri alsınlar ve ırzlarını zinadan korusunlar. Bu, kendileri için daha temizdir. Muhakkak ki Allah, onların bütün yaptıklarından haberdardır. 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Mü'minlere de ki, gözlerini sakınsınlar ve avret mahallerini muhafaza etsinler. Bu onlar için çok temizliktir. Şüphe yok ki, Allah ne yapar olduklarından haberdardır. 11. Ümit Şimşek Meali Mü'minlere söyle Bakışlarını sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha nezih bir davranıştır. Allah ise onların işlemekte oldukları şeylerden haberdardır. 12. Yusuf Ali English Meali Say to the believing men that they should lower their gaze and guard their modesty that will make for greater purity for them And Allah is well acquainted with all that they do. Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nûr Sûresi 30. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. İslam’da örtünmek tesettür nedir? Kur’an ve Sünnet’e göre erkek ve kadının örtünmesi tesettürü nasıl olmalıdır? İslam’da örtünme tesettür ile ilgili ayet ve erkek ve kadının örtünmesi tesettürü ile ilgili hükümler İSLAM’DA ÖRTÜNME TESETTÜR 1. Örtünme Tesettür Nedir? Tesettür, arapça “setere” kökünden bir kelime olup, sözlükte; örtünmek, gizlenmek, bir şeyin içinde veya arkasında saklanmak anlamlarına gelir. Bir fıkıh terimi olarak tesettür, erkek veya kadının şer’an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demektir. Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine “avret yeri” denir. Gerektiğinde evlenmeleri caiz olan, karşı cinslerin biri diğerinin yanında olunca avret yerlerini örtmesi gerektiğinde görüş birliği vardır. Sağlam görüşe göre, bir kimse tek başına olduğu zaman da örtünmelidir. Buna göre, bir kimsenin temiz elbisesi bulunduğu halde, kimsenin olmadığı yalnız başına bir odada çıplak olarak kılacağı namaz sahih olmaz.[1] Yıkanma, tuvalet ihtiyacı ve taharetlenme gibi ihtiyaçlar dışında, bir yerde de bulunulsa, mü’minin namaz içinde veya namaz dışında avret yerlerini örtmesi farzdır. Bunun delili Kur’ân, Sünnet ve sahabe uygulamasıdır. 2. Örtünme Tesettür ile İlgili Ayet ve Hadisler a Örtünme Tesettür ile İlgili Ayetler İnsanın örtünme ihtiyacının ilk insan Âdem ve Havva ile başladığı, çıplaklığın çirkin bir şey olduğu âyette şöyle belirtilir “Ey Âdemoğulları! Şeytan ana ve babanızı kötü yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak nasıl cennetten çıkardıysa, sizi de aldatmasın.” [2] “Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir giysi, bir de giyip süsleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva örtüsü ise daha hayırlıdır,” [3] Hayvan yünlerinden giysi için yararlanmanın gereğine şöyle işaret edilir “Davarları da o yaratmıştır ki, bunlarda sizin için ısıtıcı ve koruyucu şeyler ve nice yararlar vardır.” [4] Örtünmenin gayesi başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı meşru olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır. İnsandaki edep ve haya duygusu örtünmeyi gerektirir. Ancak mü’min erkek ve kadınların örtünmede asıl gayesi Yüce Allâh’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Çünkü Allahü Teâlâ’nın emir ve yasaklarına uymak bir ibadettir. Namaz ve oruç gibi ibadetleri emreden Allah ibadet içinde ve dışında örtünmenin şekil ve sınırlarını da belirlemiştir. Cahiliye döneminde Arap toplumu Kâbe’yi çıplak tavaf ederlerdi. Gündüz erkekler, gece kadınlar gelir ve tavaflarını anadan doğma yaparlardı. Onlar; “içinde günah işlediğimiz giysilerimizle tavaf yapamayız” diye bir gerekçe de gösterirlerdi. İşte daha Mekke döneminde İslâm toplumunun tavaf sırasında ve namazda örtünmesi gerektiğini bildiren şu âyet indi “Ey Âdemoğulları! Her mescide gelişte zînetinizi giyin.” [5] Âyet, tavafı ve namaz için mescide gelmeyi kapsamına alır. Buradaki “zînet” sözcüğü “elbise, giysi” olarak tefsir edilmiştir. Böylece namaz ve tavaf gibi ibadetlerde avret yerlerinin örtülmesi farizasını İslâm getirmiş oldu.[6] Başka bir âyette; gizli yerlerini örtüp koruyan erkeklerle kadınların Yüce Allâh’ın affına ve büyük bir mükâfata ulaşacakları belirtilir.[7] Örtünmede karşı cinsin bakışlarından korunmak söz konusu olunca, İslâm bakanla ilgili olarak da bir sınırlama getirmiştir. Erkeklerin gözlerini sakınması, kadınların iffetini korumak içindir. Âyette şöyle buyurulur “Mü’min erkeklere söyle. Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, kendileri için daha temizdir. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarından haberdardır.” [8] Kadınların örtünmesi konusunda ise şöyle buyurulur “Mü’min kadınlara da söyle Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zînet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zînet yerlerini kendi kocalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine müttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizlemekte oldukları zînetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü’minler! Hepiniz Allâh’a tevbe edin. Umulur ki kurtuluşa eresiniz.” [9] Âyetteki “humur baş örtüleri” sözcüğünün tekili “hımâr” olup, sözlükte; kadının kendisi ile başını örttüğü şey, demektir. Saîd b. Cübeyr ö. 95/713, baş örtüsünün kadının boyun ve göğüs kısımlarını örtecek ve bunlardan hiçbir şey göstermeyecek nitelikte olması gerektiğini söylemiştir.[10] Kadınların ev dışında veya yabancı erkeklerin yanına çıkarken normal ev içi giysilerinin üstüne bir dış elbise daha giymeleri gerekir. Âyette şöyle buyurulur “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu, onların tanınıp kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir.” [11] Ahzâb sûresi ve dolayısı ile yukarıdaki âyet, Medine’de 5-7. hicret yılları arasında inmiştir. Âyetteki “celâbîb” sözcüğü “cilbâb”’ın çoğulu olup sözlükte; geniş elbise, gömlek ve baş örtüsü gibi anlamlara gelir. Kadını baştan aşağı örten çarşaf, ferace, manto gibi giysiler de cilbab kapsamına girer, “Cilbab” bir fıkıh terimi olarak Elmalılı tarafından şöyle tarif edilmiştir “Kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri her çeşit giysidir”, “Kadını tepeden tırnağa örten giysidir”, “Kadınların örtündükleri her türlü elbise ve başka şeylerdir.” [12] Ümmü Atıyye r. anhâ’den şöyle dediği nakledilmiştir “Rasûlüllah bize ramazan ve kurban bayramı namazlarında azatlı cariyeleri ve yetişkin kızlarımızı birlikte mescide götürmemizi emretti. Ancak ay hali olanlar namaza katılmayacak ve arka taraftan öğüt, konuşma, hutbe ve duaları izleyecekler ve getirilecek tekbirlere katılacaklardı. Hz. Peygamber’e sordum Ey Allâh’ın Rasûlü! Bizden birimizin bu çocukları için dış elbisesi cilbâb bulunmazsa ne yapalım?”. Hz. Peygamber; “Kardeşi onu kendi cilbabı dış örtüsü ile örtsün.” buyurdu.[13] Diğer yandan kadın yaşlanıp ay halinden kesilir ve cinsel yönden erkeklere istek duymaz olursa, bunun için örtünmede bazı kolaylıklar getirilmiştir. Yüce Allah şöyle buyurur “Ay halinden kesilmiş ve evlenme arzusu kalmamış olan yaşlı kadınların zînet yerlerini göstermemek şartıyla dış örtülerini bırakmalarında kendileri için bir sakınca yoktur. Bununla birlikte, yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir.” [14] Örtünmenin âhiret hayatında da söz konusu olacağı, îman edip güzel amel işleyenlerin ecri arasında şöyle belirlenir “Onlar tahtlar üzerinde kurularak orada altın bileziklerle benezenecekler, ince ve kalın saf ipekten yeşil elbiseler giyeceklerdir. Ne güzel sevap ve ne güzel dayanak!” [15] “Şüphesiz Allah, îman edip, güzel iş yapanları altından ırmaklar akan cennetlere sokacak. Orada bunlar altından bileziklerle, incilerle bezenecekler. Orada giysileri de ipektir.” [16] “Onların üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri de onlara son derece temiz bir içecek içirmiştir.” [17] b Örtünme Tesettür ile İlgili Hadisler Hz. Peygamber örtünme ile ilgili yukarıda zikrettiğimiz âyetlerin tefsirini yapmış ve uygulama esaslarını göstermiştir. Bu konuda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Biz birkaç tanesini nakledeceğiz. Hz. Âişe’den rivayete göre bir gün Hz. Ebû Bekr’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Rasülullah huzuruna girmişti, Hz. Peygamber ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu “Ey Esmâ! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir”. Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.[18] Yine Hz. Âişe’den nakledilen başka bir hadiste; “Allahü Teâlâ ergen kadının namazını baş örtüsüz kabul etmez” buyurulmuştur.[19] Ebû Hanîfe’ye göre; bir uzvun dörtte bire kadar olan kısmı açılırsa namaz sahih olurken, açılan kısım uzvun dörtte birini geçerse namaz bozulur. Cinsel uzuv ve arkadan dirhem mikdarı az bir yer bile açılsa namaz batıl olur. Ebû Yûsuf’a göre bir uzvun yarısı esas alınmıştır. Yarıdan azının açılması namaza zarar vermezken, fazlası namazı bozar. İmâm Şâfi’ye göre ise avret yerinden herhangi bir kısmın açılması namazı bozar.[20] Hz. Âişe ilk baş örtüsü uygulamasını şöyle anlatır “Allah ilk muhacir kadınlara rahmet etsin, onlar; “Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar...” en-Nûr, 24/31 âyeti inince etekliklerini kesip bunlardan baş örtüsü yaptılar. Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır “Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ediyorduk. Hz. Âişe dedi ki Şüphesiz Kureyş kadınlarının bir takım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allâh’a yemin olsun ki, Allâh’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim, Nûr süresindeki “Kadınlar baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar...” âyeti inince, onların erkekleri bu âyetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allâh’ın kitabını tasdik ve ona îman ederek baş örtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamber’in arkasında baş örtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı.” [21] 3. Örtüde Tesettürde Bulunması Gereken Nitelikler 1 Örtünün el ve yüz dışında bütün bedeni örtmesi Kadınların el, yüz ve ayakları dışında, sarkan saçları dahil bütün bedenleri namazda veya yabancı erkeklerin yanında örtülmesi gerekli olan yerlerdir. El ve yüzün ise bir fitne korkusu bulunmadıkça namazda da namaz dışında da örtülmesi gerekmez. Sağlam görüşe göre ayakların da örtülmesi gerekmez. Çünkü ayaklarla yolda yürünür ve yoksullar için bunları örtme zorluğu vardır. Nitekim “Kadınlar süslerini yabancı erkeklere açmasınlar” âyetinde,[22] “kendiliğinden görünen yerler müstesnadır” ilâve istisnası ile, bedenden bazı yerlerin açık kalabileceğine işaret edilmiştir. Yukarıda Allah elçisinin Hz. Ebû Bekr’in kızı Esmâ’ya el ve yüzün açık kalabileceğini bildirdiğini belirtmiştik.[23] Başka bir hadiste Allah elçisi; “Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker.” [24] buyurmuştur. Sonuç olarak en-Nûr Sûre’si 31. âyetteki baş örtüsü hımâr-humur ve el-ahzâb Sûresi 59. âyetteki dış giysi cilbab-celâbîb terimleri birlikte değerlendirilince, kadın için iki parçalı bir giysi şekli ortaya çıkar. Birincisi; saç, boyun ve göğüsleri örten ve omuzlara doğru yakaların üstüne serbest bırakılan “baş örtüsü”; ikincisi ise “dış giysi” olup, bunun şekli iki türlü tarif edilmiştir. Baş örtüsünün üstünden, bedeni aşağıya kadar örten büyük parça giysi veya baş örtüsünün altında boyundan aşağı topuklara kadar örten dış giysi cilbabın tarifleri arasındadır. Hatta cilbaba, baş örtüsü veya peçe anlamı verenler olduğu gibi Abdullah b. Mes’ud ile Abdullah b. Abbas r. anhümâ’nın “rida” yani bedenin üst bölümünü örten dış giysi ya da örtü anlamını verdiklerini yukarıda belirtmiştik.[25] Örtünmenin gayesi zinadan ve yabancı erkeklerin sarkıntılık yapmasından sakındırmak olduğuna göre, giysinin parça sayısına bakmaksızın aşağıda açıklayacağımız nitelikleri taşıması gerekir. Altını göstermemesi, bol olması, karşı cinsin giysisine benzememesi bu nitelikler arasında sayılabilir. Bunları kısaca açıklayacağız. 2 Örtünün altını göstermemesi ve beden hatlarını belli etmemesi Örtünün sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir. Cildin rengini gösterecek derecede ince olan giysi ile kadın örtülmüş sayılmaz. Bu yüzden derinin beyazlığı veya kırmızılığı belli olan elbise ile namaz geçerli olmaz ve bununla örtünme gerçekleşmez. Eğer giysi kalın olmakla birlikte uzvu belli ederse ve hacmi ortaya koyarsa, bu çirkin görülmekle birlikte namaz geçerli olur. Çünkü bundan kaçınmakta güçlük vardır. Şâfiilere göre, vücut hatlarını belli eden böyle dar bir giysi ile namaz kılmak kadınlar için mekruhtur, erkeklerin de dar giysiyi terketmesi daha uygundur.[26] Giysinin geniş ve altını göstermeyen nitelikte olması gerektiğini bildiren çeşitli hadisler vardır. Hz. Ebû Bekr’in kızı Esma r. anhâ’nın ince giysilerle Nebî huzuruna çıkınca; Allah elçisinin ondan yüz çevirdiğini ve ergenlik çağına giren bir kadının elleri ve yüzü dışında bir yerinin yabancı erkekler tarafından görülmesinin uygun olmadığını ona bildirdiğini yukarıda belirtmiştik.[27] Hz. Peygamber, Dıhye el-Kelbî Mısır’da dokunmuş keten bir kumaş vermiş, yarısından kendisine gömlek diktirmesini, diğer yarısından ise eşinin giysi yapmasını bildirmiştir. Ancak daha sonra şöyle buyurdu “Eşine git, söyle altına bir gömlek giysin. Çünkü vücut hatlarının ortaya çıkmasından korkarım.” [28] Allâh’ın elçisi benzer uyarıyı Ûsâme b. Zeyd’in eşi için de yapmıştır. Şevkânî bu hadisin açıklamasında şöyle demiştir “Bu hadise göre, kadınların bedenlerini vücut hatları belli olmayacak şekilde bir giysi ile örtmeleri gerekir. Setri avret için bu şarttır. Usâme’nin eşine “kubtıyye” denilen giysinin altına bir gömlek giymesini emretmesi, bu çeşit giysinin şeffaf olması ve vücut hatlarını belli etmesi yüzündendir.” [29] Şu hadîs-i şerîf de giyimli, fakat çıplak kadınların dünya ve âhiretteki, sıkıcı hallerini belirtir. “Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lânetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir” Başka bir rivayette; “onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar.” ilâvesi vardır.[30] Hz. Âişe’nin huzuruna ince baş örtülü bir gelin getirilmişti. O şöyle dedi “Nûr sûresine inanan bir hanım böyle ince örtü örtünmez.” dedi.[31] 3 Kadının evden dışarı çıkarken koku sürünmemesi Hz. Peygamber güzel kokuyu sever ve ashabına da kokulanmalarını tavsiye ederdi. Hadislerde şöyle buyurulmuştur “Bana dünyadan kadın, güzel koku ve gözümün aydınlığı namaz sevdirildi.” [32] “Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir. Utanma, kokulanma, diş temizliği ve evlenme.” [33] Kadınlar aile içinde veya kendi cinslerinin topluluklarında koku sürünebilirler. Ancak evden dışarı çıkarken, mescidde ya da yabancı erkeklerin bulunduğu yerlerde kokulanmaları bu erkeklerin dikkatlerinin kadınların üstüne çekilmesine yol açar. Bu durumun mescidde meydana gelmesi namazdaki huşuya da engel olabilir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur “Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına giderse zinaya bir adım atmış olur.” [34] “Bir kadın koku buhur sürünürse, yatsı namazında bizimle birlikte bulunmasın.” [35] 4 Erkeklerin giysisine benzememesi Yüce Allah erkek ve kadını ayrı ruh ve beden özellikleri ile yaratmıştır. İslâm giyimde ve insanlararası ilişkilerde bu yaratılışa uygun esaslar getirmiştir. Kadın daha hassas, ince ruhlu ve nârin yapılıdır. Süslenme, süslü giyinme ve zînetlere bezenme onun ruhunda vardır. Bu yüzden her iki cinsin örtmesi gereken yerler ayrı olduğu gibi, giysi şekil ve taraflarını da semavî dinlerin, ve çevre şartlarının belirlemesi sonucunda farklılık doğar. O topluma dışarıdan bakan kimse; erkek veya kadını bu farklı yapı ve giyimleri ile ayırır. Aksi halde erkek gibi giyinen kadın veya kadın gibi giyinen erkek tipleri ortaya çıkar ki, bu durum kişinin ruhsal yapısında bozulmalara yol açar. Allâh’ın Rasûlü; giyim, beden veya davranışları ile erkeğe benzemeye çalışan kadına ve kadına benzemeye çalışan erkeğe lânet etmiştir. Hadislerde şöyle buyurulur “Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle erkeklerden de kadınlara benzeyenler bizden değildir.” [36] Abdullah b. Abbas r. anhümâ’dan nakledilmiştir; “Nebî erkekleşen kadınlarla, kadınlaşan erkekleri lânetledi ve “onları evlerinden çıkarınız” buyurdu.[37] Abdullah b. Ömer Allah elçisinin şöyle dediğini nakletmiştir “Üç kimse vardır ki, cennete giremez ve kıyamet günü Allah onlara rahmet bakışı ile bakmaz. Ana-babasını dinlemeyen kimse, erkeklere benzemeye çalışan kadın ve eşini kıskanmayan koca.” [38] Sonuç olarak örf, iklim ve çevre şartları bakımından erkeğe ait olan giysilere ve erkeğin niteliği ile bağdaşan davranışlara mü’min hanım ve kızlar rağbet etmemelidir. Mü’min erkekler de kadınlara ait giysi ve davranışlara yönelmemelidir. Her cins kendi özellikleri içinde bir değer ifade eder. Ağır başlı, ciddi bir kadın yarı kadınlaşan bir erkekten hoşlanmayacağı gibi, erkekleşmiş bulunan bir kadın da erkeğin ilgi alanı dışına çıkar. Bu arada zînet takma ve ipekli giyme gibi yalnız kadınlara ait oluşu nass’larla belirlenmiş bulunan değerleri örf ve çevre şartları da değiştiremez. Bu yüzden erkek, ipekli kumaştan giysi giyemeyeceği gibi onun altın, bilezik, küpe, altın zincir ve gerdanlık gibi süsleri takması da caiz olmaz. Diğer yandan bütünü etkilemeyecek nitelikteki çizme, spor ayakkabısı, çorap ya da dış giysinin altında kalan geniş pantalon gibi iki cins tarafından giyilebilen şeylerde bir sakınca olmasa gerektir. Çünkü bunların örtünmeye ve iffeti korumaya yardımcı olduğu açıktır. 5 Erkeğin örtünmesi Erkeklerin kendi eşleri dışındaki kimselerin yanında ya da namazda, göbekle diz kapağı arasını örtmeleri farzdır. Sağlam görüşe göre diz kapağı da avret yeri kapsamına girer. Allahü Teâlâ, “Irzlarını da korusunlar.” [39] buyurur. Burada “ferc, çoğulu furûc” sözcüğü kadının cinsel organı anlamına geldiği gibi, her iki cins için “apışarası” anlamını da kapsar. İffet yerini en iyi koruma, örtme ile mümkün olacağı için “avret yerini örtme” de bu kapsama girer. Merhum Elmalılı Hamdi Yazır erkeğin avret mahalli ile ilgili olarak şöyle der “İnsanın avret mahalli, bilinen cinsel organdan ibaret değil, apışarası denilen açıklık boyunca uzar ki, bunun azamisi topuklara kadar varırsa da en yakın bilinen azı, diz üstü oturulduğunda belirleneceği üzere göbek altından dizlere kadardır. Bunun için erkeklerde korunması ve örtülmesi farz olan bir avret mahalli bu bilinen en az miktarıdır. Fazlasını örtmek ise müstehaptır.” [40] Erkeğin avret yerinin sınırları hadisle belirlenmiştir. Hz. Peygamber, “Erkeğin avret yeri göbekle iki diz arasıdır.” [41] Dârekutnî’nin naklettiği şu hadisle diz kapakları da bu kapsama girer “Diz kapakları da avret yerlerindendir.” [42] Mâlikîlere göre, erkekler için avret yeri yalnız ön ve arka, yani “galiz avret” sayılan yerlerdir. Onlara göre uyluk kısmı avret sayılmaz. Delil Enes b. Malik’ten nakledilen şu hadistir “Bir gün Allâh’ın Rasûlü uylukları açık olarak oturuyordu. Ebû Bekir, yanına girmek için izin istedi, ona bu durumda iken izin verdi. Ömer izin istedi, ona da izin verdi. Sonra Hz. Osman izin isteyince, uylukları üstüne elbisesini örttü.” [43] Ancak Hanefîlerin de içinde bulunduğu çoğunluk fakihlere göre ön ve arka ile diz kapakları arasında kalan uyluklar da avret yeri kapsamına girer. Çünkü uyluğun avret yeri olduğunu bildiren başka hadisler de vardır.[44] 6 Müslüman bir kadın kimlerin yanında ve nasıl örtünür? a Kocasının yanında Karı-koca birbirinin bedenlerinin her yanına bakabilirler. Eşler arasında örtünme zorunluluğu söz konusu olmaz. Çünkü İslâmî nikâhla cinsel ilişki bile meşrû olunca, bundan daha hafif olan bakma ve dokunmanın meşrû oluşunda şüphe yoktur. Bununla birlikte “galiz avret” sayılan haya yerlerine bakılmaması edebe daha uygundur. Nitekim Hz. Âişe’den; “Ben Nebî cinsel uzvuna ferc hiç bakmadım.”, başka bir rivayette “Onun fercini hiç görmedim, o da benden bir şey görmedi.” dediği nakledilmiştir.[45] b Mahrem hısımlarının yanında Kadın; baba, oğul, erkek kardeş ve üvey oğul gibi, aralarında ebedî olarak evlenme engeli bulunan hısımlarının yanında el, ayak, kol, saç, kulak, boyun ve dizden aşağı inciklerini açabilir. Onların da bunlara bakmaları helâldir. Çünkü yakınlıkları yüzünden bir takım iş ve hizmetlerin görülmesi, bu nedenle de bir arada bulunmaları gerekir ve bir fitne düşünülemez. Ancak karın ve sırt kısmını açamaz, bu arsızlık olur. Nitekim zıhar yolu ile boşamada koca, karısına “Sen bana anamın sırtı gibisin” diyerek boşama sürecini başlatır. Zıharı ve pişmanlık durumunda dönüş yöntemini belirleyen âyette[46] annenin sırtına dikkat çekilmiştir. Bu yüzden annenin sırt ve bunun benzeri olan karın kısmının da yakın hısımlara karşı avret sayılması gerekir. c Başka kadınların yanında Kadınların kadınlara karşı avret yeri, göbekle diz kapakları arasında kalan kısımdır. Bunun dışındaki yerleri kadınların yanında açabilirler.[47] Ancak müşrik kadınlar bunun dışında tutulmuştur. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde, komutanı Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh’a yazdığı şu mektup dikkat çekicidir “Zimmet ehli Hristiyan veya Yahudi kadın tabeanın Müslüman kadınlarla birlikte hamamlara girdikleri haberi bana ulaştı. Onları bundan menet. Çünkü zimmiye bir kadının Müslüman kadını çıplak olarak görmesi uygun değildir.” Ancak şunu da belirtelim ki, Hz. Ömer Irak yöresinde yerli ehl-i kitap hanımların peştemalsız olarak hamama gittikleri duyumu üzerine böyle bir uyarıda bulunmuştur.[48] Müslüman bir erkek ehl-i kitaptan bir kadınla evlenebildiğine göre, bunların Müslüman ailenin hısım akrabası içinde normal giysi haklarının bulunduğu da bilinmektedir. d Yabancı erkeklerin yanında Müslüman bir kadının yabancı erkeklere karşı yüzü, bileklere kadar elleri ve ayakları dışında bedeninin tamamı avrettir. Ayaklarda görüş ayrılığı olmakla birlikte sağlam görüşe göre ayaklar açık kalabilir. Bu yerlerin gerek namaz içinde ve gerekse namaz dışında örtülmesi farzdır. Yukarıda başın ve bedenin örtünme şeklini ve örtüde aranan nitelikleri açıklamıştık. Bu yüzden kısa geçiyoruz. e Zarûret veya tedavi halinde örtünme Tedavi gibi bir zaruret halinde erkek veya kadının bedenine doktor, ebe, iğneci ve pansumancı gibi kimselerin bakması ve dokunması caizdir. Ancak kadınların sağlık problemlerinde kendi cinslerinden olan doktor, ebe ve sağlık personelini tercih etmeleri gerekir. Bunlar bulunmayınca veya bulunup da uzmanlık ve beceride geri olması durumunda “Zarûretler sakıncalı olan şeyleri mübah kılar” kuralı işletilir. Ancak zaruretler de miktarlarınca takdir olunur.[49] Dipnotlar [1] İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, Mısır I, 375. [2] A’râf, 7/27. [3] A’râf, 7/26. [4] Nahl, 16/5. [5] A’râf, 7/31. [6] bk. Cassâs, Ahkâmu’l-Kur’ân, tahk. M. es-Sâdık Kamhâvî, Kahire IV, 205 vd.; Elmalılı, age 2. baskı, İstanbul 1960, III, 2151, 2152. [7] bk. Ahzâb, 33/35. [8] Nûr, 24/30. [9] Nûr, 24/31. [10] bk. Kurtubî, age, XII, 153; İbn Kesîr, Muhtasar Tefsîr, thk. M. Ali es-Sâbûnî, 7. baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600; Elmalılı age İst. VI, 15. [11] Ahzâb, 33/59. [12] Elmalılı age, VI, 337. [13] bk. Buhârî, Hyz, 23, Salât, 2, îdeyn, 20, Hac, 81; Müslim îdeyn, 10-12; Tirmizi, Cuma. 36; İbn Mâce, ikâme, 165; İbn Hanbel, V, 84; Nevevî ö. 676/1277; hadisin doğru anlamının şöyle olması gerektiğini söyler Kendisine gerekli olmayan başka bir dış örtü ile onu örtsün.» bk. Sahîhu Müslim, Çağrı Yayınevi baskısı, İst. 1992,1, 606, dip not; 3; Kurtubî, age, XIV, 156. [14] Nûr, 24/60. [15] Kehf, 18/31. [16] Hac, 22/23. [17] İnsân, 76/21. [18] Ebû Dâvûd, Libâs, 31; Ebû Dâvûd bu hadise mürsel» demiştir. Çünkü Hâlid b. Düreyk bunu Hz. Âişe’den işitmemiştir. bk. Kurtubî, age, XII, 152; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, V, 137. [19] İbn Mâce Tahâre, 132; Ebû Dâvûd, Salât, 84; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259. [20] bk. Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, II, 68; eş-Şâfîî, el-Ümm, I, 77; Zühaylî, el-Fıkhu’l- İslâmî ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, I, 585, 586; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul 1992, s. 226-228. [21] Buhârî, Tefsîru Sûre, 24/12; Ebû Dâvûd, Libâs, 29; Ahmed b. Hanbel, VI, 188; İbn Kesîr, age, II, 600. [22] Nûr, 24/31. [23] bk. Ebû Dâvûd, Libâs, 31. [24] Tirmizi, Radâ, 18. Ebû İsâ, bu hadise “hasen-garip” demiştir. [25] bk. Kurtubî, age, XIV, 156; Elmalılı, age, VI, 337. Not Hac’da ihrama giren erkeklerin üst kısma örttükleri peştemala ridâ», alt peştemala ise izar» denir. [26] bk. Şâfiî, el-Ümm, I, 78; Elbânî, Hicab, Terc. Akif Nuri, İst. 1976, s. 58, 59 Döndüren, age, s. 228. [27] Ebû Dâvûd, Libâs, 31; Heysemî, age, V, 137. [28] Kurtubî, age, XIV 156. [29] Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, II, 97. [30] Müslim, Libâs, 125, Cennet, 52; A. b. Hanbel, II, 223, 356, 440. [31] Kurtubî, age, XIV 157. [32] Nesâî, İşretü’n-Nisâ, 1; İbn Hanbel, III, 128, 199, 245, 255, 285, 296. [33] Tirmizi, Nikâh, 1; A. B. Hanbel, V, 421. [34] Tirmizî, Edeb, 35; Nesâî, Zine, 35. [35] Müslim, Salât, 143; Ebû Dâvûd, Tercccül, 7; Nesâî, Zîne, 37, 38, 74; İbn Hanbel, II, 304. [36] Buhârî, Libâs, 61; Ebû Dâvûd, Libâs, 27; Tirmizî, Edeb, 34; İbn Mâce, Nikâh, 22. [37] Buhârî, Libâs, 62, Hudûd, 33; Ebû Dâvûd, Edeb, 53; A. b. Hanbel, I, 225. [38] Ahmed b. Hanbel, II, 134. [39] Nûr, 24/30. Mescide gelirken güzel elbiselerinizi giyin» âyeti de erkeğin tesettürünün olduğunu gösterir. bk. A’râf, 7/31. [40] Elmalılı, age, VI, 12, 13. [41] Ahmed b. Hanbel, II, 187. [42] Zeylaî, Nasbu’r-Râye, 2. baskı, Kahire 1357/1938, I, 297. [43] Şevkânî, age, II, 63, 64. [44] bk. Buhârî, Salât, 12; Ebû Dâvûd, Hammâm, 1; Tirmizî, Edeb, 40; İbn, Hanbel, III, 478, 479, V, 290. [45] bk. Ahmed b. Hanbel, VI, 63, 190; Kurtubî, age, XII, 154. [46] Mücâdele, 58/1-4; bk, Elmalılı, age, VII, 450 vd. [47] Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 45. [48] Kurtubî, age, XII, 155. [49] Mecelle, mad. 21, 22. Kaynak Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları İslam ve İhsan emin misiniz? elmalılı hamdi yazır'ın çevirisi esas alınarak günümüze uyarlanmış bir arif pamuk çevirisinde gayet açık bir şekilde ayetler mevcuttur ve bu birden fazla yerde geçmektedir. kuran'da örtünün der ve boynunuz dahi açık kalmasın diye belirtir. kuran okuduğunuza emin misiniz? Sana birisi örtün dese sen saçını mı örtersin ? baş ve boyun kapalı olacak diyorsa, hangi başım diye mi soracaktım? sonuçta ayet kadınlar için. Ayet tahrik olabilecek yerleri kapatmak hakkında bahsetmiştir. Bir insan eğer saçtan tahrik oluyorsa o kişinin insan olup olmadığını düşünmek gerekir. Boyun kelimesi nerede geciyor merak ettim. Örtülerinizi göğüslerinizin üzerine vurun olmasın o? bu başlıktaki tüm girileri gör Kur’an’da Örtünme - Başörtüsü Sayfa Başlıkları Allah'a İman Ne Demektir? Başörtüsü Ayetleri Cilbab Ayeti Başörtüsü Tesettür Neden Farz? New York'ta 5 Saat Kotla 5 Saat Tesettürlü Yürüyen Kadın Cilbab Ayetinin İniş Sebebi Nur suresi 31 ayette başörtüsü kelimesi geçiyor mu? Emir başa mı? Günümüzde Kur'an ve sünnete göre tesettür nasıl olmalı? Ahzap 59 Kur'an'da "Başörtüsü" Kelimesi Yok Diyenlere Cevap Saçların bir kısmını açıkta bırakan bir örtü tesettüre uygun mudur? Başörtüsü Farz Değildir Diyen Tefsirler ★★★ Allah'a İman Ne Demektir? Allah’a iman etmek, Allah’a inanmak ve bir kabul etmek değildir. Allah’a iman etmek Allah’a teslim olmaktır. Bir şey yapmamızı istediyse yapmaktır. Başötüsü konusunda hem yanlış bilgilendirme hem de Allah’a teslim olamama problemi var. Bazı hocalar “başı örtmeye gerek yoktur, göğüs ve boynu örmek yeterlidir” diyor. Gerekçeleri ayette geçen başörtüsü anlamına gelen hımar kelimesinde “baş” ifadesi yok diyorlar. Bir eşya hangi organ için kullanılıyorsa o organın adı eşyayı ifade eden kelimede olması zorunlu mudur? Mesela çorap. Ayak çorabı diyor musun? Kadınların Anadolu’da başlarını örttükleri yemeni, yaşmak, yazma gibi kelimelerin hiç birisinde “baş” ifadesi yoktur. O zaman bazı hocaların hımar kelimesinde “baş” ifadesi yok söylemi delil değildir. Zaten böyle delil olmaz. Bir kelime kullanıldığı dilde ne anlama geliyorsa anlamı odur. Arapça bir kelimeyi Türkçe düşünüp anlam bilgisi yazamazsın. Arapça düşünmen gerekir. İnuitler’in ya da Kızılderililer’in günlük dillerinde kullandığı kelimeleri Türkçe düşünüp bu kelimeler şu alama geliyor diyemezsin. Böyle dillerin bazı kelimelerinin bizim dilimizde karşılığı olmayabilir bile. Arapçada hımar kadının başörtüsüne verilen isimdir. Bu kelimeden türettikleri hamr kelimesini sarhoşluk veren içkiler için kullanmışlar. Sarhoşluk aklı örttüğü için alkollü içeceklere hamr demişler. Buradan bile hımarın başı örten anlamı olduğu belli. Başı örten anlamı olmasaydı içki için aklı örten anlamı türetilmezdi. Hımar sadece boynu örten anlamına gelseydi türetilen hamr da boynu örterek sarhoş eden anlamına gelirdi. Böyle bir şey mümkün değil. Akıl boyunda değil, başta. Hımar başı örten anlamı olmalı ki aynı yerde olan aklı için hamr aklı örten kelimesi türetilsin. İslam erkeklerin kadınları taciz, rahatsız etmesinin önüne geçecek tedbirler getirmiştir. Onlardan biri bakışları kontrol etmektir. Allah hem erkeklere hem de kadınlara bakışlarını kontrol etmelerini söylemiş. Nur Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım Nahl 98 30. Mümin erkeklere söyle, gözlerini sakınsınlar[1*]; ferçlerini kolları ile bacakları arasındaki organlarını[2*] korusunlar. Onları daha da geliştirecek olan budur. Allah, yaptıkları şeyin iç yüzünü bilir. [1*] Bu ve bundan sonraki âyet, kadın ile erkeğin, sosyal hayatta ayrıştırmak için değildir. Çünkü verilen selamı, cinsiyet ayrımı olmadan daha iyisiyle almak emredilmiştir Nisa 4/86 Ama bakışlar, en etkili iletişim aracı olduğundan dikkatli olmak gerekir. Bunun en kestirme yolu göz bebeklerini büyültecek şekilde bakmamaktır. [2*] Ferc, iki kolun arası ile iki bacağın arasındaki organlardır. Lisan'ul-arab 31. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar; ferçlerini kolları ile bacakları arasındaki organlarını korusunlar. Güzelliklerinden [1*] görünen kısım [2*] dışındakileri açmasınlar. Başörtülerinin bir kısmını yakalarının üstüne vursunlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, elleri altında bulunan esirler, kadına ihtiyacı kalmamış erkekler ve kadınların edep yerlerine ilgi duymayan küçük çocuklar dışında hiç kimseye süslerini açmasınlar. Gizledikleri güzellikleri bilinsin[3*] diye ayaklarını farklı şekilde yere basmasınlar. Müminler, hep birlikte Allah’a yönelin ki umduğunuza kavuşasınız. [1*] Güzellik diye meal verdiğimiz kelime ziynet = الزينة’tir. Bazıları bunun, dış elbise veya süs olduğunu söyler. Dış elbise, hem kadının hem erkeğin zinetidir. A’raf 7/31 Süs eşyasının takılması da yasak değildir. A’raf 7/32 Kadın, insanlar için ziynet kılındığından Al-i İmran 3/14 bu ayetteki ziynet, kadına ait güzelliklerden başkası olamaz. Âyette geçen “gizledikleri ziynetleri” ifadesi de bu anlamı destekler. Çünkü kadın, vücudu örtülü olduğu halde dans ederek, oynayarak, sesiyle veya yürüyüşüyle gizli güzelliklerinin bilinmesini sağlayabilir. [2*] “görünen kısım”ifadesinin başörtüden önce geçmesinden, yüzün görünen güzelliklerden olduğu anlaşılır. [3*] Kadın, ayağını farklı şekilde yere basarak sağa-sola eğilip güzelliklerini göstermeye çalışabilir. Bu ayet kadınların, erkekler karşısında bu gibi davranışlarını da yasaklamıştır. Cilbab Ayeti Üstteki ayette kadınların kapalı bir ortamda örtünmesinin nasıl olması gerektiği ve başörtülerini kimlerin yanında açmalarının serbest olduğu anlatılıyor. Alttaki ayette de kadınların dışarı çıkarken nasıl giyinmelerini söyleniyor. Ahzab Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım Nahl 98 59. Ey Nebî! Eşlerine, kızlarına ve inanıp güvenenlerin kadınlarına söyle de cilbablarını büyük başörtülerini[*] üzerlerine yaklaştırsınlar. Bu, namuslu olduklarının anlaşılarak incitilmemeleri açısından daha uygundur. Allah bağışlar, ikramı boldur. [*] Cilbab, dış giysiden küçük, başörtüsünden büyük örtüdür. Kadın onunla başını ve göğüs bölgesini örter. Lisan’ul-arab Kelime dış giysi anlamında da kullanılır ama burada ona büyük başörtü dışında anlam verilemez. Çünkü dış elbiseyi vücuda yaklaştırma diye bir şey olmaz. Ama büyük başörtü vücuda yapıştırılmazsa açılır, göğüs, boyun ve saçlar ortaya çıkar. Âyetteki “daha uygun= أَدْنَى ifadesi de başörtüsü hımar ile cilbabı karşılaştırmaktadır. Yakaları kapatacak şekilde örtülen başörtüsü, kötü niyetli erkeklerin rahatsız edici davranışlarını engeller. Ama hem başı hem de göğüs bölgesini örten bir örtü onların beklentilerini büsbütün ortadan kaldırır. Başörtüsü Tesettür Neden Farz? üstteki ayette koyu cümle bu sorunun cevabı; "Bu, namuslu olduklarının anlaşılarak incitilmemeleri açısından daha uygundur." Burada başı açık kadılar daha az namuslu tesettürlü kadınlar daha çok namuslu diye bir şey söz konusu değil. Olay bu değil. Allah kadınlar dışarıda erkekler tarafından rahatsız edilip, incitilmesin diye başörtüsünü tesettürü farz kılmış. Haberlerde erkeklerin açık, kısa, dar vs giyinen kadınlara sözlü saldırıdan tecavüze kadar şiddet uyguladığını görüyoruz. Bu, az gelişmiş erkeklerin gördüğü hoşlandığı kadından beklenti içine girmesinden kaynaklanıyor. Ama bir kadın tesettürlüyse böyle tacizlere çok çok daha az maruz kalıyor. Az gelişmiş erkeler tesettürlü kadınları da taciz edebilir. Bu ayrı bir şey. Burada önemli olan; Allah, bir nevi kadınları koruma altına almış. Bunun denemesini yaptılar. New York'ta 5 Saat Kotla 5 Saat Tesettürlü Yürüyen Kadın Ahzab 59'da ki Bu, namuslu olduklarının anlaşılarak incitilmemeleri açısından daha uygundur ifadesinin ne anlama geldiğini göstermek için bir video göstereceğim. New York'ta Manhattan bölgesinde bir kadın önce kot-tişört ile sonra da tesettürle geziyor. Kot tişörtle gezerken erkekler laf atıp arkadaşlık için ısrar ediyor ama tesettürlüyken kimse rahatsız etmiyor. Ayette geçen şey budur. Video açılmazsa alttaki linke tıkla. New York'ta 5 saat kotla 5 saat tesettürlü yürüyen kadın Cilbab Ayetinin İniş Sebebi Ahzab suresindeki dışarı çıkarken kadınların cilbablarını üzerilerine almasını söyleyen ayet Medine’de erkeklerin kadınların peşine düşüp rahatsız etmeleri üzerine indi. Alttaki alıntıyı Abdülaziz Bayındır’ın Başörtüsü ve Örtünme makalesinden aldım İslâmiyet’ten önce Araplarda örtünme adeti yoktu. Kadına saygı gösterilmez, kadınlar da erkeklerden sakınmazlardı. Başörtülerini enselerine bağlar veya geriye doğru bırakırlardı. Yakaları önden açılır, boyunları ve gerdanlıkları ortaya çıkar, süsleri gözükürdü. Erkeklerin ilgisini çekmek için süslenen, açık saçık kıyafetler giyinen, bakışlarıyla ilgi toplamaya çalışan düşük ahlaklı kadınlar da vardı. Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul 1936, C. IV, ve C. V, Nur Suresi 31, Ahzab 59. Evlilik dışı ilişkiler peşinde koşan bir kısım erkekler, kadınların arkasına takılır ve onları zan altında bırakırlardı. Fahreddin er-Râzi Ebu Abdillah Muhammed b. Ömer öl. 606 h. /1210 m. et-tefsîr’ül-kebîr, Mısır, C. XXV, Ahzab 59. Örtünme ile ilgili emirler Ahzab Suresi ile Nur Suresi’ndedir. Her iki surenin de Medine-i Münevvere’de indiği hususunda tam bir görüş birliği vardır. el-Kurtubî Muhammed b. Ahmed elEnsârî öl. 671 h. /1273 m., tahkik eden Ebu İshak İbrahim Etfiş, el-Cami li Ahkam’il-Kur’an, Kahire 1387 h. 1967 m. C. XII, ve C. XIII, İslâm’ın bir çok emir ve yasağı gibi örtünme emri ile buna ilişkin yasaklar da Medine-i Münevvere’de gelmiştir. Kadınlar Medine-i Münevvere’de de günahkâr erkekler tarafından rahatsız ediliyorlardı. Durum Hz. Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem’e şikayet edilince Ahzab Suresi’nin 59. ayeti nazil oldu. elKurtubî, Ahzab 59. Ey Nebî! Eşlerine, kızlarına ve inanıp güvenenlerin kadınlarına söyle de cilbablarını büyük başörtülerini üzerlerine yaklaştırsınlar. Bu, namuslu olduklarının anlaşılarak incitilmemeleri açısından daha uygundur. Allah bağışlar, ikramı boldur. Yazının devamını Abdülaziz Bayındır’ın Başörtüsü ve Örtünme makalesinden okuyabilirsin. Altta makalenin linkini, pdf halini görebilirsin. Veya alt taraftaki videoları dinleyebilirsin, seçim senin. Basörtüsü ve Örtünme Makalesi Basörtüsü ve Nur suresi 31 ayette başörtüsü kelimesi geçiyor mu? Emir başa mı? 6 Dakika Günümüzde Kur'an ve sünnete göre tesettür nasıl olmalı? Ahzap 59 8 Dakika Kur'an'da "Başörtüsü" Kelimesi Yok Diyenlere Cevap 9 Dakika Saçların bir kısmını açıkta bırakan bir örtü tesettüre uygun mudur? 4 Dakika Başörtüsü Farz Değildir Diyen Tefsirler 4 Dakika

örtünme ile ilgili ayetler elmalılı hamdi